Ergenlik dönemi bütün anne babaların bocaladığı ve ergenlik dönemindeki çocuklarına nasıl davranmaları gerektiği konusunda çaresiz kaldıkları karmaşık, yorucu ve sihirli bir dönemdir. Hem çocukluktan çıkmaya çalışan genç için hem de ona nasıl davranacağını bilemeyen ailesi için ciddi anlamda yıpratıcı bir süreçtir.
Ergenlik dönemindeki genç kendisi ve çevresi ile sürekli savaş halinde görülür. Ancak kimi gençte bu dönem gürültülü geçerken, kimisinde daha sakin atlatılır. Çocuk ergenlik dönemiyle birlikte ikinci defa dünyaya gelir. Ergenlik döneminde kişilik araması içinde olan çocuklar bu hızlı bedensel büyümeye ve değişimlere uymada zorluk çeker ve bocalarlar. Bu değişiklikler kendisine anlatılıp, bunların normal gelişmeler olduğu anlatılan bir çocuk bu sıkıntıları daha kolay atlatacaktır.
Ergenlik dönemine girme yaşı, bireyden bireye değişir. Gelişme ve değişmenin herkeste değişik düzeylerde olacağını bilmek gencin kaygılarını azaltır. İlgili anne baba, gencin yaşadığı sıkıntıların geçici olduğunu, sorunların çözülebileceğini, gerekli olan gücün kendi içinde bulunduğunu hissettirir. Kendileriyle ilgilenilmeyen, yaşadıkları psikolojik karmaşa ve genel gençlik sorunları karşısında yalnız bırakılan gençler, sorunlarına daha büyük anlamlar verir, bu sorunların kendilerini mahvedeceği düşüncesine kapılır. Kimlik bunalımında kendilerine uzanan her el onlar için önemlidir. Kendisiyle ilgilenilmeyen genç, yalnızlık ve terk edilmişlik duygularıyla kendisine uzanan her ele yapışır. Genç her şeyden önce kendini aramaktadır. Kendi kişiliğine çeki düzen vermeye çalışır. Kendi kimliğine kavuşabilmesi için, genç, önce ana-baba etkisinden sıyrılmaya çalışır. Onun gözünde ana-babası hiç yanlış yapmayan kişiler değildir. Onları eleştirmeye başlar. O artık kendi seçimlerini yapar, kendi düşüncelerini söyler. Onun adına verdiğimiz kararlar geçersiz olmaya başlar. Yani kontrolü kaybetmeye başladığımızı anlarız. Ergenlik dönemi kişiliğin gelişimi açısından çok çok önemli bir dönemdir.
Ergenlik döneminin gelişim ve değişim dönemi olduğu unutulmamalıdır. Bu değişimin doğal ve kaçınılmaz olduğunu kabul edin. Ergenle kurulan iletişimin kalitesine dikkat edilmelidir. İletişimde kullanılan dil daima olumlu, destekleyici, sıcak ve samimi olmalıdır.Ergenin fikirlerine değer verilmeli ve hayal ve hedefleri özenle dinlenmelidir. Ergenin sosyal çevresine verdiği değer aile tarafından anlaşılmalıdır. Rol model olarak belirlediği kişiler anne baba tarafından yakından takip edilmelidir. Ergenlik dönemi konusunda bilgi edinin. Çocuğunuzun fiziksel ve ruhsal değişimini ilgi ve sabırla takip edin, bu değişikliklerin normal bir gelişim olduğunu anlamaya çalışın. Ergen bireyle anlaşmalar yapın, kurallar konusunda doğabilecek zararları anlatın, ama tehditte bulunmayın. Ergen bireyin başından geçen konuları ve olayları öğrenmek istiyorsanız onunla bir anlaşma ve iletişim modeli oluşturmalısınız. Günümüzde anne ve babaların hayatı hiç de kolay değil, ama buna rağmen ergenin ihtiyaçları var. Ergenlik çağındaki çocuğun duyduğu en büyük ihtiyaç, ne daha sıkı kurallar ne de aklına eseni yapmasına izin verilmesidir. Ergenlik çağındaki çocuğun ihtiyaç duyduğu şey, anlayıştır. Ancak anlayış gösterirseniz ergeninizi üzen sorunların altında neyin yattığını algılamaya ve doyurucu bir çözüm geliştirmeye başlayabilirsiniz. Ergenlik dönemindeki çocuğunuza ilgi göstermelisiniz. İlgi göstermek kontrol etmek ya da nutuk atmak değildir. Bu, çocuğunuzu artık bir çocuk olarak değil, yetişmekte olan ve yetişkin haline gelmek isteyen birisi olarak görmeye başlamak anlamına gelir.
Aksaray Dinamik Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi
Bilgi ve Randevu; 0382 201 00 22